Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.
- We walked up and down the streets of Kyoto.
... SURE LIFE IS UP AND DOWN ...
... my legs." Then he does this cool thing. He runs up and down the stage, jumping up and ...