What happened on that memorable day?
- O unutulmaz günde ne oldu?
My relationship with my boyfriend began yesterday - one of the most memorable days of my life.
- Erkek arkadaşımla ilişkim dün başladı - Hayatımın en unutulmaz günlerinden biri.
For children, “le Cirque du Soleil” is an unforgettable show.
- “Le Cirque du Soleil” çocuklar için unutulmaz bir gösteridir.
This is the unforgettable place where we met each other for the first time.
- Burası ilk kez karşılaştığımız unutulmaz yer.
This fact must not be forgotten.
- Bu gerçek unutulmamalı.
I forgot to turn off the television before going to bed.
- Yatmadan önce televizyonu kapatmayı unuttum.
Don't forget what I told you.
- Sana söylediklerimi unutma.
Please don't forget to mail the letters.
- Lütfen mektupları postalamayı unutma.
The event was forgotten in progress of time.
- Zamanın ilerlemesiyle olay unutuldu.
He will think he has been completely forgotten.
- Tamamen unutulduğunu düşünecek.