untried or inexperienced

English - Turkish

Definition of untried or inexperienced in English Turkish dictionary
fledgling: {i} tüyleri yeni çıkmış kuş
fledgling: çaylak/yavru kuş
fledgling: kuş yavrusu
fledgling: tecrübesiz
fledgling: tüyleri henüz bitmiş yavru kuş, palaz
fledgling: acemi çaylak, bir işe yeni başlayan kimse
fledgling: {i} tüyleri henüz bitmiş yavru kuş
fledgling: {i} acemi çaylak
fledgling: {i} yavru kuş
Orada bir yavru kuş vardı. - There was a fledgling bird there.
fledgling: bir işe yeni başlayan kimse
fledgling: {i} k.dili. acemi çaylak, bir işe yeni başlayan kimse

English - English

Definition of untried or inexperienced in English English dictionary: fledgling

untried or inexperienced

Hyphenation

un·tried or in·ex·pe·ri·enced

ıntrayd ır înîkspîriınst

/ənˈtrīd ər ənəkˈspərēənst/ /ənˈtraɪd ɜr ɪnɪkˈspɪriːənst/

History

Favorites