Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
Tom ve Mary'nin evi çok dağınık.
- Tom and Mary's house is very untidy.
Tom düzensiz, değil mi?
- Tom is untidy, isn't he?
Sanırım Tom düzensiz.
- I think Tom is untidy.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Tom özensiz bir ressamdır.
- Tom is a sloppy painter.
Tom yarım yamalak işi yapmakla suçlandı.
- Tom was accused of doing sloppy work.
O bir yarım yamalak öpücü.
- He's a sloppy kisser.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
I have never seen such an untidy bedroom!.
His finances were in an untidy state when he died.