Turkish - English
Definition of unsur in Turkish English dictionary
- element
As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
-Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
Color is the most sacred element of all visible things.
-Renk tüm görünen şeylerin en kutsal unsurudur.
- component
- ingredient
- vein
- fact
- element, component öğe, eleman
- element, component
- moment
- constituent
- dengeleyici unsur
- (Politika, Siyaset) balanced element
- doğal unsur
- natural components
- doğal unsur
- natural constituents
- Deniz unsur komutanı; deniz unsur komutanı; ana kontrol merkezi; askeri işbirliğ
- (Askeri) Marine component commander; maritime component commander; master control center; military cooperation committee; military coordinating committee; mission control center; mobility control center; movement control center
- Faal Unsur; uçak komutanı; alternatif akım
- (Askeri) Active Component; aircraft commander; alternating current
- Hava Kuvvetleri unsur istihbarat subayı (karargah); pals gürültüsü; eğitici, öğr
- (Askeri) Air Force component intelligence officer (staff); impulse noise; instructor
- Hava Kuvvetleri unsur plan subayı (karargah); kesin nokta; Prensip Destek Başkan
- (Askeri) Air Force component plans officer (staff); decisive point; Directorate for Policy Support (DIA)
- Kara Kuvvetleri veya Birleşik Devletler Deniz Piyade (Teşkilatı) Kuvveti unsur h
- (Askeri) Army or Marine Corps component operations staff officer (Army division or higher staff, Marine Corps brigade or higher staff); assistant chief of staff, operations
- Kara Kuvvetleri veya Birleşik Devletler Deniz Piyade (Teşkilatı) Kuvveti unsur i
- (Askeri) Army or Marine Corps component manpower or personnel staff officer (Army division or higher staff, Marine Corps brigade or higher staff); assistant chief of staff, personnel
- Kara Kuvvetleri veya Birleşik Devletler Deniz Piyade (Teşkilatı) Kuvveti unsur i
- (Askeri) Army or Marine Corps component intelligence staff officer (Army division or higher staff, Marine Corps brigade or higher staff); assistant chief of staff, intelligence
- Kara Kuvvetleri veya Birleşik Devletler Deniz Piyade (Teşkilatı) Kuvveti unsur k
- (Askeri) Army or Marine Corps component command, control, communications, and computer systems staff officer
- Kara Kuvvetleri veya Birleşik Devletler Deniz Piyade (Teşkilatı) Kuvveti unsur l
- (Askeri) Army or Marine Corps component logistics staff officer (Army division or higher staff, Marine Corps brigade orhigher staff); Assistant Chief of Staff for Logistics; assistant chief of staff, logistics
- amfibi komuta gemisi; kara unsur komutanı; fırlatma kontrol merkezi; yükleme ve
- (Askeri) amphibious command ship; land component commander; launch control center; lighterage control center; link communications circuit; logistics component command
- ana unsur
- element
Motivation is a key element.
-Motivasyon ana unsurdur.
Hard work is the main element of success.
-Zor iş başarının ana unsurudur.
- deniz kuvvetleri unsur komutanı; Deniz Kuvvetleri unsur Komutanlığı; ağ kontrol
- (Askeri) naval component commander; Navy component Command; network control center; North American Aerospace Defense Command (NORAD) Command Center
- denizaltı unsur koordinatörü
- (Askeri) submarine element coordinator
- esas unsur
- (Askeri) base element
- helikopter unsur koordinatörü
- (Askeri) helicopter element coordinator
- iletim kontrol kodu; ulaştırma unsur komutanlığı
- (Askeri) transmission control code; transportation component command
- komuta merkezi; unsur komutanlığı (NATO)
- (Askeri) command center; component command (NATO)
- minnettar olmayı gerektiren unsur
- cause to be thankful
- müşterek kuvvet deniz unsur komutanı
- (Askeri) joint force maritime component commander
- müşterek kuvvet hava unsur komutanı
- (Askeri) joint force air component commander
- müşterek kuvvet kara unsur komutanı
- (Askeri) joint force land component commander
- müşterek kuvvet özel harekat unsur komutanı
- (Askeri) joint force special operations component commander
- müşterek özel harekat hava unsur komutanı
- (Askeri) joint special operations air component commander
- program unsur kodu
- (Askeri) program element code
- program unsur monitörü
- (Askeri) program element monitor
- tamamlayıcı unsur
- principle
- yapısal unsur
- (Hukuk) structural instruments
- özel harekat meteoroloji timi/taktik unsur
- (Askeri) special operations weather team/tactical element
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of unsur in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Eleman;birşeyin oluşumu için gerekli koşul veya parçalar;herhangi bir hukuki olayın ortaya çıkması için gerekli parçalar;örneğin,egemenlik devletin unsurlarından birisidir
- (Osmanlı Dönemi) Umumdan ayrılan kısım
- (Osmanlı Dönemi) Tam olan şeyin her bir parçaları
- (Osmanlı Dönemi) Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi
- (Osmanlı Dönemi) Madde, esas, kök. Element
- (Osmanlı Dönemi) birşeyin parçası; kök, esas madde, element
- Öge, ilke, uknum, eleman
- Öge, ilke, uknum, eleman: "Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir."- Atatürk
- uzuv
- Unsurlar
- anasır