Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

unsuitable, unpleasant, odious

listen to the pronunciation of unsuitable, unpleasant, odious
English - Turkish

Definition of unsuitable, unpleasant, odious in English Turkish dictionary

disagreeable
hoşa gitmeyen
disagreeable
tatsız

Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi. - Tom watched them hurry through the doors, a disagreeable expression on his face.

O, tatsız yaşlı bir adamdı. - He was a disagreeable old man.

disagreeable
rahatsız edici

Bu şimdiye kadar gördüğüm en rahatsız edici şeylerden biridir. - This is one of the most disagreeable things I've ever seen.

Tom çok rahatsız edici bir kişi. - Tom is a very disagreeable person.

disagreeable
{s} kavgacı
disagreeable
{s} uygun olmayan
disagreeable
ters
disagreeable
{s} can sıkıcı
disagreeable
nahoş derecede
disagreeable
uyuşmaz/nahoş
disagreeable
nahoşluk
disagreeable
kavga eden
disagreeable
{s} huysuz

Tom huysuz yaşlı bir adam. - Tom is a disagreeable old man.

O çok huysuz bir adam. - He's a very disagreeable man.

disagreeable
disagreeableness uygunsuzluk
disagreeable
disagreeably terslikle
disagreeable
terslik
disagreeable
{s} hoş olmayan
English - English
{a} disagreeable