unseasonable; untimely

listen to the pronunciation of unseasonable; untimely
English - Turkish

Definition of unseasonable; untimely in English Turkish dictionary

untidy
{s} savruk
untidy
dağınık

Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti. - Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.

Tom'un dağınık olduğunu düşünüyor musun? - Do you think Tom is untidy?

untidy
{s} düzensiz

Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi. - His long and untidy hair was similar to a lion's mane.

Tom çok düzensiz, değil mi? - Tom is very untidy, isn't he?

untidy
{s} düzensiz, dağınık; tertipsiz
untidy
salpa
untidy
karışık
untidy
{s} derbeder
untidy
{s} kılıksız
untidy
untidilydüzensizce
untidy
tertipsiz dağınık
untidy
{s} dağılmış
untidy
{s} pasaklı
untidy
düzensizlik
English - English
untidy
unseasonable; untimely
Favorites