unrestrained or unchecked

English - Turkish

Definition of unrestrained or unchecked in English Turkish dictionary
rampant: {s} şahlanmış
rampant: yaygın
Açlık ve hastalık en alt sınıflar arasında yaygındır. - Starvation and disease were rampant among the lowest classes.
rampant: {s} öfkeli
rampant: azmış
rampant: her tarafa yayılmış
rampant: alıp yürümüş
rampant: dizginsiz
rampant: kol gezen
rampant: önlenmesi güç
rampant: (suç/hastalık/inanç/vb.) yaygın
rampant: şaha kalkmış
rampant: {s} azgın
Azgın hastalık birçok ülkeye yayıldı. - The rampant sickness spread to many countries.
rampant: {s} 1. dal budak salmış, her tarafa yayılmış; fışkırmış; azgın (bitki): This trumpet vine's gotten quite rampant. Bu acemborusu bayağı azdı. 2
rampant: {s} coşmuş
rampant: başıboş
rampant: {s} her tarafa yayılan (bitki)
rampant: {s} arka ayakları üzerine kalkmış
rampant: dal budak salmış, her tarafa yayılmış; fışkırmış; azgın (bitki): This trumpet vine's gotten quite rampant. Bu acemborusu bayağı azdı. 2

English - English

Definition of unrestrained or unchecked in English English dictionary: rampant

unrestrained or unchecked

Hyphenation

un·re·strained or un·checked

ʌnristreynd ır ınçekt

/ˌənrēˈstrānd ər ənˈʧekt/ /ˌʌnriːˈstreɪnd ɜr ənˈʧɛkt/

History

Favorites