Tom seçkin bir iş yaptı.
- Tom did an outstanding job.
O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Onun matematikteki yeteneği çok iyi.
- His ability in mathematics is outstanding.
10 dolarlık ödenmemiş bir borcum var.
- I have an outstanding debt of 10 dollars.