English - Turkish
Definition of unpackaged goods when transported in large volumes, e.g. coal, ore or grain in English Turkish dictionary
- bulk
- {i} kütle
- bulk
- kabarma
- bulk
- büyüklük
- bulk
- (İnşaat) gevşek yığın
- bulk
- ambalajsiz
- bulk
- hantal gövde
- bulk
- oylum
- bulk
- yığın
- bulk
- Malzemenin kenar etkilerinden bağımsız iç kısmı; oylum
- bulk
- {f} büyümek
- bulk
- {f} önemli olmak
- bulk
- (isim) boy, cüsse, hacim, yığın, çoğunluk, ekseriyet, yük, eşya, kütle
- bulk
- {f} şişmek
- bulk
- {i} yük
- bulk
- hacim,yığın
- bulk
- {i} cüsse
Cüsselerine ve ağırlıklarına rağmen, su aygırları hızla yüzebilir.
-Despite their bulk and weight, hippos can swim rapidly.
- bulk
- {s} toptan
Ben toptan kırtasiye satın alıyorum.
-I buy stationery in bulk.
Toptan alışveriş yaparak para tasarrufu yapabilirsin.
-You could save money by buying in bulk.
- bulk
- ambalajlanmamış yük veya eşya
- bulk
- {i} boy
Related Terms
English - English
Definition of unpackaged goods when transported in large volumes, e.g. coal, ore or grain in English English dictionary
- bulk
unpackaged goods when transported in large volumes, e.g. coal, ore or grain
Hyphenation
un·pack·aged goods when trans·port·ed in large volumes, e.g. coal, ore or grainPronunciation
Resimler
Favorites