Suç yerinde üç tane üniformalı polis memuru vardı.
- There were three uniformed police officers at the crime scene.
Gönüllüler üniformalı olacak.
- Volunteers will be uniformed.
Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
- While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.
Bugün üniforma giymenin akıllıca olduğunu düşünüyor musunuz?
- Do you think it's wise to wear your uniform today?
Lisedeyken bir forma giymek zorunda mıydınız?
- Did you have to wear a uniform when you were in high school?
Tom futbol formasını giyiyor.
- Tom is wearing his soccer uniform.
Öğrencilerin hepsi aynı üniformayı giymek zorundadırlar.
- All of the students have to wear the same uniform.
Adam arabasını aynı hızda sürdü.
- The man drove his car at a uniform speed.
Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
- Team members are provided with equipment and uniforms.
O okul üniformaları kaldıracak.
- That school is going to do away with uniforms.
Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
- The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
Eyes to the front now and there was the body, a lump of black and brown. Moon counted three uniforms and a photographer, the medical examiner and his assistant.