unglücklich (gewählt)

listen to the pronunciation of unglücklich (gewählt)
English - Turkish

Definition of unglücklich (gewählt) in English Turkish dictionary

unfortunate
{s} şanssız

Ben bunu şanssız buluyorum. - I do find that unfortunate.

Evde şanssız bir kaza vardı. - There was an unfortunate incident at home.

unfortunate
{i} şanssız kimse
infelicitous
nahoş (söz/davranış)
unfortunate
nasipsiz
infelicitous
uygunsuz
infelicitous
talihsiz
infelicitous
münasebetsiz
unfortunate
bahtsız
infelicitous
{s} mutsuz
infelicitous
{s} yersiz
infelicitous
{s} hoş olmayan/nahoş (söz/davranış)
infelicitous
hoşnutsuz
infelicitous
fena ifade olunmuş
infelicitous
beceriksizce yapılan
infelicitous
{s} tâlihsiz
unfortunate
{s} aksi

Hayır, ne yazık ki; aksine. - No, unfortunately; on the contrary.

German - English
unfortunate
infelicitous