undiluted

listen to the pronunciation of undiluted
English - Turkish
seyreltilmemiş
{s} su katılmamış
{s} saf
konsantre
straight
(sıfat) düz, dik, doğru, karşı cinse ilgi duyan, dümdüz, dosdoğru, direkt, düzgün, dürüst, güvenilir, sek, katışıksız, iskontosuz, orijinal(piyes), sıradan
straight
düz

Lidia'nın sarı düz saçları var. - Lidia has blonde straight hair.

Ben düz gitmek istiyorum. - I want to go straight.

straight
heteroseksüel

Tom heteroseksüel bir erkek. - Tom is a straight guy.

Mario, bana eşcinsel demekten vazgeç! Ben heteroseksüelim! - Mario, stop calling me gay! I'm straight!

straight
saf
straight
tutucu
straight
doğru

O kelimelerin doğruca kalbinden geldiğini söyledi. - He said the words came straight from his heart.

Toplantıdan sonra o doğrudan masasına doğru yöneldi. - After the meeting she headed straight to her desk.

straight
eski kafalı
straight
direkt

Direkt eve gideceğim. - I'll go straight home.

İşten sonra direkt eve giderim. - I go straight home after work.

straight
(içki) sek
straight
dosdoğru

O, dosdoğru bana doğru geldi. - He came straight up to me.

Dosdoğru kapıya gittim. - I went straight to the door.

straight
(Oyunlar) (Poker) Kent: farklı renklerden ardışık sıralı 5 kart
straight
(zarf) düz, doğru, dümdüz, dosdoğru, dik olarak, doğruca, direkt olarak, doğru olarak, doğrudan doğruya, düzenli biçimde, tam, tam olarak
straight
tam olarak
straight
fark gözetmez
straight
{s} sıradan
straight
{s} doğru, yalan olmayan: a straight answer doğru bir cevap
straight
direkt olarak
straight
{i} uyuşturucu kullanmayan kimse
straight
müstakim
straight
tam

Tom tam karşıda bakarken tek başına oturuyordu. - Tom sat alone, staring straight ahead.

O, tamamen gülmeyen bir suratla fıkra anlattı. - She told the joke with a completely straight face.

English - English
Not diluted or mixed with other substances
Unadulterated; free from extraneous elements
A liquid that is undiluted has not been made weak by mixing it with water
If you describe someone's feelings or characteristics as undiluted, you are emphasizing that they are very strong and not mixed with any other feeling or quality. I will look back at this one with undiluted pleasure Her Irish accent, after thirty-odd years in London, is undiluted
not diluted; "undiluted milk"; "an undiluted racial strain"
{s} not diluted, not thinned, not adulterated, not watered-down; complete
not mixed; "pure oxygen"
not diluted; "undiluted milk"; "an undiluted racial strain
straight
undiluted

    Hyphenation

    un·di·lut·ed

    Turkish pronunciation

    ʌndılutîd

    Pronunciation

    /ˌəndəˈlo͞otəd/ /ˌʌndəˈluːtɪd/
Favorites