O bir beyin ameliyatına maruz kaldı.
- He underwent brain surgery.
Olaydan sonra ilişkimiz ani bir değişim geçirdi.
- After the incident, our relationship underwent a sudden change.
Geçen yıl büyük bir ameliyat geçirdim.
- I underwent major surgery last year.
Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
- Layla had to undergo another heart surgery.
O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- She had to undergo a difficult operation.
Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
- There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Cerrah beni bir ameliyat geçirmem için ikna etti.
- The surgeon persuaded me to undergo an operation.
Cerrah bir organ nakli geçirmesi için onu ikna etti.
- The surgeon persuaded him to undergo an organ transplant.
The project is undergoing great changes.
... might that underwent an economic ...