Büyük bir iş üstlendi.
- He undertook a great deal of work.
Polis ayrıntılı aramaları üstlendi ama cesedini bulamadı.
- The police undertook exhaustive searches but failed to find the body.
Polis ayrıntılı aramaları üstlendi ama cesedini bulamadı.
- The police undertook exhaustive searches but failed to find the body.
Ben onun için sorumluluk üstlendim.
- I undertook responsibility for him.