Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
- Tom understands what it takes to survive.
Tom bugünkü toplantıya hepimizin katılması gerektiğini kesinlikle anlıyor.
- Tom certainly understands that we all need to attend today's meeting.
Onun sorularını anlamak imkânsızdı.
- It was impossible to understand his questions.
Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.
- No cultural background is necessary to understand art.
Tom, Fransızca'yı daha iyi anlamak istiyor.
- Tom would like to understand French better.
Bilmek, anlamakla aynı değildir.
- Knowing is not the same as understanding.
Tom onun niçin Fransızca öğrenmek istediğini anlayamadı.
- Tom couldn't understand why she wanted to learn French.
Hiç kimse beni anlamıyor.
- No one understands me.
Dilinizi anlayabiliyorum.
- I can understand your language.
I understand that you have information for me.
... comet? No one understands comets, they're a mystery. They've been fascinating people ...
... understands the context of what you talked about before ...