Tom zaten ameliyat geçirmiş.
- Tom has already undergone surgery.
O zor bir operasyon geçirmek zorunda kaldı.
- She had to undergo a difficult operation.
Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
- Layla had to undergo another heart surgery.
Şımarık bir çocuğu övmenin hiçbir faydası yok. Onlar sıkı bir eğitime maruz kalmalılar.
- There are no benefits from praising a spoiled child. They should undergo a strict education.
Cerrah beni bir organ nakli operasyonu geçirmem için ikna etti.
- The surgeon persuaded me to undergo an organ transplant operation.
Cerrah beni bir ameliyat geçirmem için ikna etti.
- The surgeon persuaded me to undergo an operation.
The project is undergoing great changes.