Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at eight o'clock.
Öğle yemeğinden sonra genelde şekerleme yaparlar.
- After lunch, they usually have a nap.
Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.
- Lightning is usually followed by thunder.