undecided or uncertain

listen to the pronunciation of undecided or uncertain
English - Turkish
kararsız ya da belirsiz
indefinite
belirsiz

Onun süresi belirsiz bir kontratı var. - She has an indefinite contract.

Sendika belirsiz bir süre için greve gitti. - The union went out on a strike for an indefinite period.

indefinite
{s} kesin olmayan
indefinite
(Kanun) gayrı muayyen
indefinite
(Kanun) gayri muayyen
indefinite
belirtisiz
indefinite
sonsuz

Evren sonsuza kadar genişleyecek mi? - Will the universe expand indefinitely?

indefinite
sınırsız bir süre için
indefinite
mühletsiz
indefinite
sınırsız

Sami sınırsız hasta iznindeydi. - Sami was on indefinite sick leave.

indefinite
{s} belgisiz
indefinite
belgisiz indefinite article belgisiz sıfat
indefinite
bellisiz
indefinite
{s} sayısız
indefinite
sayısı çok olan gram
indefinite
bir indefinite pronoun belgisiz zamir
indefinite
{s} süresiz

Onun süresiz bir sözleşmesi var. - She has an indefinite contract.

Oyun süresiz olarak ertelendi. - The game has been postponed indefinitely.

indefinite
{s} dilb. belgisiz
English - English
indefinite
undecided or uncertain

    Hyphenation

    un·de·ci·ded or un·cer·tain

    Turkish pronunciation

    ʌndîsaydîd ır ınsırtın

    Pronunciation

    /ˌəndəˈsīdəd ər ənˈsərtən/ /ˌʌndɪˈsaɪdɪd ɜr ənˈsɜrtən/
Favorites