uncommon, unaccustomed

listen to the pronunciation of uncommon, unaccustomed
English - Turkish

Definition of uncommon, unaccustomed in English Turkish dictionary

unfamiliar
alışılmadık
unfamiliar
yabancı

Yabancı dillerle yabancı olursan, yabancının sessizliğini asla anlayamazsın. - Being unfamiliar with foreign languages, you'll never be able to understand the foreigner's silence.

Gece sokakta, Tom bıçaklı yabancı bir adam tarafından tehdit edildi ve parasını soydular. - On the street at night, Tom was threatened by an unfamiliar man with a knife and robbed of his money.

unfamiliar
alışılmamış
unfamiliar
mutat olmayan
unfamiliar
{s} alışılmadık; bilinmedik, yabancı
unfamiliar
iyi bilinmeyen
unfamiliar
unfamiliarity alışkın olmayış
unfamiliar
bilinenlerden olmayış
unfamiliar
{s} tanıdık olmayan
unfamiliar
{s} alışık olmayan
English - English
{a} unfamiliar
uncommon, unaccustomed
Favorites