uncertain of the facts

listen to the pronunciation of uncertain of the facts
English - Turkish

Definition of uncertain of the facts in English Turkish dictionary

unsure
emin değil

Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi. - Tom was unsure what to say next.

Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti. - Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.

unsure
belirsizlik
unsure
{s} emin olmayan

Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür. - A sure friend is seen in an unsure matter.

unsure
güvenilmez/şüpheli
unsure
{s} riskli
unsure
{s} emniyetsiz
English - English
unsure
uncertain of the facts

    Hyphenation

    un·cer·tain of the facts

    Turkish pronunciation

    ınsırtın ıv dhi fäks

    Pronunciation

    /ənˈsərtən əv ᴛʜē ˈfaks/ /ənˈsɜrtən əv ðiː ˈfæks/
Favorites