Onu ücretsiz olarak alabilirsin.
- You may have it for nothing.
Onu ücretsiz alabilirsin.
- You can have it for nothing.
O, kitabı boş yere aldı.
- He got the book for nothing.
Ben onu boş yere aldım.
- I got it for nothing.
Sana bunu bedava veriyorum.
- I'm giving it to you for free.
Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi.
- Mike was very kind. He got my car repaired for free.
O, bileti bedava aldı.
- She got the ticket for nothing.
Bu bisikleti bedava aldım.
- I got this bicycle for nothing.
Bütün çabalarım boşa gitti.
- All my pains went for nothing.
O, arabayı boşuna aldı.
- He got the car for nothing.
Ben bu kitabı boşuna aldım.
- I got this book for nothing.
Thursday night is free beer night.
- Donnerstagabends ist das Bier umsonst.
Tomorrow, we shave for free.
- Morgen rasieren wir umsonst.
I don't translate for free.
- Ich übersetze nicht umsonst.
I will never translate something for free.
- Ich werde nie etwas umsonst übersetzen.