Hope is not a strategy.
- Ummak bir strateji değildir.
I kept hoping I'd meet Tom.
- Ben Tom'la buluşacağımı ummaya devam ettim.
I keep hoping that things will get better.
- İşlerin iyileşeceğini ummaya devam ediyoruz.
The anticipation is always worse than the calamity.
- Umma musibetten her zaman daha kötüdür.
Let’s see, um, how about this.