ulaşabildik

listen to the pronunciation of ulaşabildik
Turkish - English
achieve to
ulaş
{f} reach

You can reach the village by bus. - Otobüsle köye ulaşabilirsin.

She's too short to reach the top. - O,tepeye ulaşamayacak kadar çok kısadır

ulaş
got through

What you said really got through to Tom. - Söylediğin gerçekten Tom'a ulaştı.

ulaş
{f} arriving

The storm prevented her from arriving on time. - Fırtına onun zamanında ulaşmasını engelledi.

The storm prevented us from arriving on time. - Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

ulaş
attain

At last he attained his goal. - Sonunda o, amacına ulaştı.

She attained her success through hard work. - Başarısına çok çalışarak ulaştı.

ulaş
get through

I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through. - Telefonda sana ulaşmaya çalıştım,ancak bu mümkün olmadı.

I tried to reach you on the phone, but I was unable to get through - Ben sana telefonla ulaşmaya çalıştım ama başaramadım.

ulaş
{f} reaching

I succeeded in reaching the top of the mountain. - Dağın tepesine ulaşmayı başardım.

We have had difficulty reaching you by phone. - Sana telefonla ulaşmakta zorluk çektik.

ulaş
{f} total

Our team achieved five medals in total. - Ekibimiz toplamda beş madalyaya ulaştı.

The total amounted to 100 dollars. - Toplam 100 dolara ulaştı.

ulaş
gotten through
ulaş
got at
ulaş
arrive

Yesterday I arrived in Tokyo. - Dün Tokyo'ya ulaştım.

We arrived at Viracopos at one o'clock in the morning. - Viracopos'a sabah saat birde ulaştık.

ulaş
{f} totaled
ulaş
get at

He was too short to get at the grapes. - Üzümlere ulaşamayacak kadar kısaydı.

He wasn't tall enough to get at the ceiling. - O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.

ulaş
run into
ulaş
arrive in

I'll arrive in Boston at about 2:30. - Yaklaşık 2.30'da Boston'a ulaşacağım.

When did you arrive in Boston? - Boston'a ne zaman ulaştın?

ulaşabildik
Favorites