ugly; homely; poor

listen to the pronunciation of ugly; homely; poor
English - Turkish

Definition of ugly; homely; poor in English Turkish dictionary

foul
{i} kurallara aykırı hareket
foul
{s} pis

Pis bir şeyin kokusunu alıyorum. - I smell something foul.

foul
dolaşmış
foul
dolaşmak
foul
bozuk

O adamın bozuk bir ağzı var. - That man has a foul mouth.

Tom bugün bozuk ruh halinde. - Tom is in a foul mood today.

foul
hain
foul
{i} zor durum
foul
fırtınalı
foul
{s} hilekâr
foul
murdar etmek
foul
haince
foul
çaparız vermek
foul
{s} dolaşık
foul
{s} kirli, pis
foul
(isim) zor durum, faul, kurallara aykırı hareket, çarpışma (gemi)
foul
{s} kötü, fena
foul
{s} hilebaz
foul
{f} çarpmak (gemi)
foul
kabaca
foul
{s} tıkanmış
English - English
foul
ugly; homely; poor
Favorites