uçuşmak

listen to the pronunciation of uçuşmak
Turkish - English
flit
to fly about, to flit about
fly
fly about
stream
(for birds, insects) to fly; to fly hither and thither, volitate
flit about
uçuş
flight

Direct flights between New York and Tokyo commenced recently. - New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.

Is there a flight in the afternoon? - Öğleden sonra bir uçuş var mı?

uçuş
flying

The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel. - Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.

If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic. - Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

uçuş
{i} fly

If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic. - Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel. - Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.

uçuş
cruising
rüzgarda uçuşmak (bulut)
rack
uçuş
(Askeri) mission

NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents. - NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.

uçuş
{f} waft
uçuş
flit
uçuş
trip
uçuşma
fuzziness
rüzgarda uçuşmak
(bulut) rack
uçuş
homing
uçuş
hop

I hope we don't miss our flight. - Umarım uçuşumuzu kaçırmayız.

Hopefully they don't delay my flight like the others. - Umarım onlar diğerleri gibi uçuşumu geciktirmezler.

uçuş
volitation
uçuş
aviation
Turkish - Turkish
Kendini duyurmak
Havada gidip gelerek dolaşmak
Hep birlikte uçmak
Hep birlikte uçmak: "Hava gazı fenerinin ışığı uzayıp azaldığı yerlerde gölgeler uçuşur."- H. R. Gürpınar
Havada gidip gelerek dolaşmak: "Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu."- Ö. Seyfettin
Uçuş
pervaz
uçuş
Uçma işi veya biçimi: "Koca mermi bölüğün siperine doğru istikamet aldı, havadan onun uçuşunu takip eden gözler iri dairelerle açılmıştı."- F. R. Atay
uçuş
Uçmak işi veya biçimi
uçuşma
Uçuşmak durumu
uçuşmak
Favorites