Ben iki kez intihar girişiminde bulundum.
- I have attempted suicide two times.
Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.
- Most people brush their teeth at least two times a day.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
O iki kere düşünmezdi.
- He wouldn't have thought twice.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
- You don't have to tell Tom twice to do something.
If I were you, I wouldn't think twice — but thrice.
- If I were you, I wouldn't think two times, but three times!
I only used it twice.
- I've only used this two times.