Where are the toilets, please?
- Tuvaletler nerede, lütfen?
The toilets are behind the stairs.
- Tuvaletler merdivenlerin arkasında.
Can I go to the bathroom?
- Tuvalete gidebilir miyim?
I've gotta go to the bathroom.
- Tuvalete gitmek zorundayım.
My wife has the strange habit of pilfering wads of toilet paper from public restrooms.
- Karımın kamu tuvaletlerinden tuvalet kağıdı tomarlarını aşırmak gibi tuhaf alışkanlığı var.
May I go to the restroom?
- Tuvalete gidebilir miyim?
What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
- İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
We have just cleaned the lavatory.
- Biz az önce tuvaleti temizledik.
There's no loo roll left!
- Tuvalet kağıdı kalmadı!
When Tom finally decided to come out of the closet, everyone already knew he was gay.
- Tom sonunda tuvaletten çıkmaya karar verdiğinde herkes zaten onun bir eş cinsel olduğunu biliyordu.
Tom pulled the chain on the closet light.
- Tom tuvalet ışık zincirini çekti.
I have to go to the washroom.
- Ben tuvalete gitmek zorundayım.
I need to go to the washroom to take a piss.
- Çiş yapmak için tuvalete gitmem gerekiyor.
We have just cleaned the lavatory.
- Biz az önce tuvaleti temizledik.
I've gotta go to the bathroom.
- Tuvalete gitmek zorundayım.
I have to go to the bathroom.
- Tuvalete gitmek zorundayım.