Many conservative Americans agreed with him.
- Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
Englishmen are, on the whole, conservative.
- İngilizler, genellikle, tutucudur.
They held her in high esteem as their benefactor.
- Onlar, hayırseverleri olarak onu yüksek itibarda tuttu.
The picture was held on by a pin.
- Resim bir iğne ile tutturuldu.
They fixed the sign to the wall.
- Onlar tabelayı duvara tutturdular.
I would like to know how much it costs.
- Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.
How much will it cost you to go by air?
- Hava yoluyla gitmen ne kadar tutar?
Tom can't hold down a job. He's always getting fired.
- Tom bir mesleği tutamaz. O her zaman kovuluyor.
I barely restrained myself from vomiting.
- Kusmamak için kendimi zar zor tuttum.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
I hope I can hold on to my job.
- Sanırım mesleğime tutunabilirim.
He could no longer restrain himself.
- O artık kendini tutamadı.
I barely restrained myself from vomiting.
- Kusmamak için kendimi zar zor tuttum.
We had to retain a lawyer.
- Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık.
Tom and Mary's new puppy chews up everything he can get hold of, including Tom's new slippers.
- Tom ve Mary'nin yeni köpeği, Tom'un yeni terlikleri de dahil olmak üzere, elinde tuttuğu her şeyi çiğnemektedir.
Where can I get hold of a good tax lawyer?
- Nerede iyi bir vergi avukatı tutabilirim?
To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
- Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
My brother is holding a camera in his hand.
- Erkek kardeşim elinde bir kamera tutuyor.
You have to hold back.
- Kendini tutmak zorundasın.
Tom couldn't hold back his tears.
- Tom gözyaşlarını tutamadı.
The police held back the crowd.
- Polisler kalabalığı geride tuttu.
The police held back the protesters.
- Polis protestocuları geri tuttu.
Reason promises us its support, but it does not always keep its promise.
- Sebep bize destek sözü verir ancak her zaman sözünü tutmaz.