He has become fond of sports.
- O bir spor tutkunu haline geldi.
He was a fan of fishing.
- O bir balık tutma tutkunuydu.
I'm a huge fan of golf.
- Ben büyük bir golf tutkunuyum.
I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely.
- Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.