turları

listen to the pronunciation of turları
Turkish - English
on tours
tur
tour

The band are very excited about their upcoming tour. - Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.

What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis? - Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.

tur
{i} round

Tom certainly deserves a round of applause. - Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.

That last round of chemo really sapped his energy. - Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.

tur
{i} lap

How many laps do you usually swim? - Genellikle kaç tur yüzersin?

Tom swims laps every morning before going to work. - Tom her sabah işe gitmeden önce turlar yüzer.

tur
itineration
tur
stroll
tur
excursion
tur
outing
tur
spin

Let's go for a spin around the park. - Park civarında şöyle bir tur atalım.

tur
walk
tur
drive

Why don't we take a drive round the island on this ox carriage? - Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?

Let's take a short drive this afternoon. - Bu öğleden sonra kısa bir araba turu atalım.

tur
cycle
tur
ride
tur
rev

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

In our city, tourists are an important source of revenue. - Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.

tur
revolution
tur
circuit
tur
touring
tur
whorls
tur
tour of
tur
to tour
tur
lap of
tur
of lap
tur
tour, trip, outing; (yürüyerek) walk, stroll; (taşıtla) drive, spin; round, lap
tur
rounder
tur
round (in a contest)
tur
round (of voting), ballot
tur
orange

My favorite color is orange. - En sevdiğim renk turuncu.

I am wearing an orange t-shirt and green pants. - Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.

English - English

Definition of turları in English English dictionary

tur
A species of wild goat, Capra caucasia, native to the western Caucasus

Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.

tur
abbr Trunk Utilization Report
tur
name of an ancient Iranian hero, one of the three sons of Faridoon
tur
The urus
Turkish - Turkish

Definition of turları in Turkish Turkish dictionary

TUR
(Osmanlı Dönemi) Had ve mikdar
TUR
(Hukuk) Devir,dolaşma;bir noktadan başlayarak belli yerleri gezip belli noktaya gelme;spor karşılaşmalarında kademe
TUR
(Osmanlı Dönemi) Dağ
tur
Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş
tur
Kısa gezinti
tur
Başladığı noktada biten bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat
tur
Dolaşma, gezinti
tur
Dolaşma
tur
Dolaşma: "Yemekten sonra araba ile tura çıktık."- Y. K. Beyatlı
tur
Feridun'un üç oğlundan biri
tur
Antik iran'da bir kahraman
turları
Favorites