Heads I win, tails you lose.
- Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin.
The English team beat the Brazilian team in the international soccer tournament.
- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
When is the next guided tour?
- Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
That last round of chemo really sapped his energy.
- Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.
Iceland beat England in the round of 16.
- İzlanda son16 turunda İngiltere'yi yendi.
Tom doesn't really enjoy swimming laps.
- Tom yüzme turlarından gerçekten hoşlanmaz.
Tom swims laps every morning before going to work.
- Tom her sabah işe gitmeden önce turlar yüzer.
Let's go for a spin around the park.
- Park civarında şöyle bir tur atalım.
Tom drives a bus and Mary is a tour guide.
- Tom bir otobüs sürüyor ve Mary bir tur rehberi.
Why don't we take a drive round the island on this ox carriage?
- Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?
In our city, tourists are an important source of revenue.
- Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
Tom likes to wear brightly colored orange pants.
- Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
I am wearing an orange t-shirt and green pants.
- Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.
I had to toss up between two of them.
- Ben onların ikisi arasında yazı tura atmak zorunda kaldım.
I had to toss up between two of them.
- Ben onların ikisi arasında yazı tura atmak zorunda kaldım.
Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.