The band are very excited about their upcoming tour.
- Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
When is the next guided tour?
- Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
Tom certainly deserves a round of applause.
- Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.
That last round of chemo really sapped his energy.
- Bu son kemoterapi turu gerçekten onun enerjisini çökertti.
Let's go for a spin around the park.
- Park civarında şöyle bir tur atalım.
Why don't we take a drive round the island on this ox carriage?
- Neden bu öküz arabasının üstünde bir ada turu yapmıyoruz?
We've reported the bus driver to the tour company.
- Otobüs şoförünü tur şirketine bildirdik.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
In our city, tourists are an important source of revenue.
- Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.
Tom and Mary watched John swim laps.
- Tom ve Mary John'un yüzme turu attığını izledi.
How many laps do you swim every day?
- Günde kaç tur yüzersin?
Tom was wearing an orange jumpsuit and his hands were cuffed in front of him.
- Tom turuncu bir tulum giyiyordu ve elleri önünde kelepçeliydi.
Does she like orange?
- O, turuncu rengi sever mi?
Do you have a package tour?
- Paket turunuz var mı?
Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.