tuhaf tuhaf

listen to the pronunciation of tuhaf tuhaf
Turkish - English
strangely, oddly
oddly
strangely

You are looking at me strangely. - Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.

tuhaf
strange

It is strange that you know nothing about her wedding. - Onun düğünü hakkında bir şey bilmemen tuhaf.

A strange marine creature was found recently. - Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.

tuhaf
odd

He had an odd look on his face. - Onun yüzünde tuhaf bir görünüm vardı.

She looks odd in those clothes. - O, o giysilerin içinde tuhaf görünüyor.

tuhaf
bizarre

This is one of the most bizarre things I've ever seen. - Bu şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf şeylerden biridir.

Something bizarre happened to me last week. - Geçen hafta bana tuhaf bir şey oldu.

tuhaf
weird

I know that this is weird. - Bunun tuhaf olduğunu biliyorum.

It's weird that the mailman hasn't come yet. - Postacının henüz gelmemesi tuhaf.

tuhaf
peculiar

There seems to be something peculiar about the boy. - Çocuk hakkında tuhaf bir şey var gibi görünüyor.

This milk has a peculiar taste. - Bu sütün tuhaf bir tadı var.

tuhaf
funny

I've got a funny feeling about that guy. - O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim.

It is funny that the mailman hasn't come yet. - Postacının henüz gelmemesi tuhaf.

tuhaf
whimsical
tuhaf
unusual

Her unusual behavior caused our suspicions. - Onun tuhaf davranışı şüphelenmemize neden oldu.

If you ask me, she's a little unusual. - Bana sorarsan, o biraz tuhaf.

tuhaf
crotchety
tuhaf
comic
tuhaf
strangely

They're strangely close for two guys, don't you think? - Onlar iki adam için tuhaf biçimde yakınlar, öyle düşünmüyor musun?

She has started acting strangely. - O tuhaf biçimde davranmaya başladı.

tuhaf
kookie
tuhaf
oddly

You are looking at me oddly. - Bana tuhaf bir şekilde bakıyorsun.

Tom is behaving oddly. - Tom tuhaf bir şekilde davranıyor.

tuhaf
fanciful
tuhaf
exotism
tuhaf
screwball
tuhaf
bizzare
tuhaf
anomalous
tuhaf
exotica
tuhaf
eccentrical
tuhaf
wacky
tuhaf (kimse)
spooky
tuhaf (kimse)
weirdy
tuhaf (kimse)
creep
tuhaf (kimse)
weirdo
tuhaf bir kimse
queer fish
tuhaf davranışlar
antics
tuhaf gelmek
be bizarre
tuhaf olay
weirdy
tuhaf olay
weirdie
tuhaf özellik
idiosyncracy
tuhaf şey
curiosity
çok tuhaf
very strange
bir tuhaf olmak
feel queer
tuhaf
quizzical
tuhaf
queer
tuhaf
laughable
tuhaf
unaccustomed
tuhaf
erratic
tuhaf
funny, amusing; ridiculous. T
tuhaf
twee
tuhaf
comical
tuhaf
antic

I'm fed up with Tom's silly antics. - Tom'un aptalca tuhaflıklarından bıktım.

tuhaf
splay
tuhaf
How strange!/How curious!/That's odd!
tuhaf
offbeat
tuhaf
peregrine
tuhaf
strange, curious, odd, queer
tuhaf
singular
tuhaf
funny peculiar
tuhaf
curious

But there was one curious circumstance. - Fakat tuhaf bir durum vardı.

tuhaf
strange, odd, queer, outlandish, cranky; unusual; funny, comical, ridiculous; strangely, oddly
tuhaf
flaky
tuhaf
rummy
tuhaf
droll
tuhaf
screwy
tuhaf
cranky

Tom sounded a little cranky this afternoon. - Tom bu öğleden sonra biraz tuhaf görünüyordu.

Tom looked very cranky in the photo. - Tom fotoğrafa çok tuhaf baktı.

tuhaf
rum

Strange rumors are going around. - Tuhaf söylentiler dolaşıyor.

tuhaf
funnily
tuhaf adam
odd fish
tuhaf bir biçimde
drolly
tuhaf bir halde
comedically
tuhaf bir şekilde
whimsically
tuhaf bir şekilde
oddly

You are looking at me oddly. - Bana tuhaf bir şekilde bakıyorsun.

Tom is behaving oddly. - Tom tuhaf bir şekilde davranıyor.

tuhaf bir şekilde
elvishly
tuhaf bir şekilde
anticly
tuhaf biri
oddball
tuhaf bulunmak
be found bizarre
tuhaf bulunmak
be found strange
tuhaf davranmak
act weird
tuhaf davranmak
(Konuşma Dili) cut a caper
tuhaf davranmak
behave oddly
tuhaf davranış
(Pisikoloji, Ruhbilim) bizarre behavior
tuhaf davranış
bizarre behaviour
tuhaf herif
queer fellow
tuhaf kimse
caution
tuhaf kimse
trippy
tuhaf kimse
eccentric person
tuhaf kuruntu
(Pisikoloji, Ruhbilim) bizarre delusion
tuhaf olmak
to feel odd or strange, (for a strange feeling) to come over one
tuhaf ses çıkartan
horrisonous
tuhaf tip
odd fish
tuhaf tip
odd fellow
tuhaf tip
curiosity
tuhaf tip
case
tuhaf tip
screwball
tuhaf tip
oddity
tuhaf tip
curio
tuhaf tip
fruitcake
tuhaf tip
weirdo
tuhaf şey
drollery
Turkish - Turkish

Definition of tuhaf tuhaf in Turkish Turkish dictionary

TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Eğlenceli, gülünç
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Garip iş veya şey
TUHAF
(Hukuk) Garip,acaip
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) (Tuhfe. C.) Hediyeler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Hoşa giden ve az bulunur şeyler
TUHAF
(Osmanlı Dönemi) Münâsebetsiz hâl
tuhaf
Alışılmamış, yabansı: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı."- T. Buğra. Şaşılacak, garip: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor."- A. Haşim
tuhaf
Güldürücü
tuhaf
Şaşılacak, garip
tuhaf
Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış."- A. Ş. Hisar
tuhaf
Anlaşılmaz
tuhaf
Alışılmamış, yabansı
tuhaf
Gülünç
tuhaf olmak
Garip, alışılmamış olmak
tuhaf olmak
Şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek
tuhaf tuhaf
Favorites