Onun söylemek istediği sadece reddedeceği anlamına geliyor.
- What she wants to say just adds up to a refusal.
Hangi arabanın daha güzel olduğu söylemek zordur.
- It is hard to say which car is nicer.
Onu başka bir şekilde söyle.
- Say it in another way.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Son sözümü söylemedim!
- I didn't say my last word!
Ne yazık ki, Tom bununla ilgili son sözü söyleyen kişi değil.
- Unfortunately, Tom isn't the one who has the final say on this.
Ben onun hakkında size bildirmek istedim ama Tom bir şey söylemememi söyledi.
- I wanted to let you know about that, but Tom told me not to say anything.
Onun ne demek istediğini anlayamadım.
- I couldn't make out what he wanted to say.
Keşke onun hakkında fikrini söylemese ve sadece onun ne demek istediğini söylese.
- I wish she wouldn't pussyfoot about it and just say what she means.
Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
- If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.