traveling through the air; flight

listen to the pronunciation of traveling through the air; flight
English - Turkish

Definition of traveling through the air; flight in English Turkish dictionary

flying
{i} uçma

İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı. - Human beings succeeded in flying into space.

Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir. - Driving in the dark feels like flying!

flying
uçuş

Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur. - Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.

Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı. - The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.

flying
uçan

Biz bir uçan daire gördük. - We saw a flying saucer.

Dün gece uçan bir UFO gördü. - He saw a UFO flying last night.

flying
kısa süreli
flying
havacılık
flying
{f}

Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı. - If it hadn't been for Lindbergh's luck and his knowledge of flying, he could never have succeeded in crossing the Atlantic.

Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm. - I saw a flock of birds flying aloft.

flying
{s} hızla geçen
flying
{i} uçak kullanma
flying
{i} uçma, uçuş; uçurma
flying
{s} havacılıkla ilgili
flying
flying buttress duvar dirseği
flying
{s} savrulan
flying
{s} dalgalanan
flying
{s} kısa
flying
(sıfat) uçan, uçuş, savrulan, dalgalanan, kısa, acele, hızla geçen, geçici
flying
istinat kemeri
flying
{s} geçici
flying
payanda
flying
tayyarecilik
English - English
{i} flying
traveling through the air; flight
Favorites