trainieren

listen to the pronunciation of trainieren
English - Turkish

Definition of trainieren in English Turkish dictionary

train
{f} eğitmek

Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır. - The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.

Köpekleri eğitmek kolay değil. - It is not easy to train dogs.

train
tren

Sonraki tren ne zaman ayrılacak? - What time does the next train leave?

En yakın tren istasyonu nerede? - Where is the closest train station?

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
yetişmek

Son trene yetişmek için hızlı koştu. - He dashed to catch the last train.

Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin. - You'll have to get a move on if you want to catch the train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
to practice
uygulamaya
train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
train
{i} katar