Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

train, prepare; accustom, adapt; stipulate, make conditional

listen to the pronunciation of train, prepare; accustom, adapt; stipulate, make conditional
English - Turkish

Definition of train, prepare; accustom, adapt; stipulate, make conditional in English Turkish dictionary

condition
kondüsyon
condition
koşula bağlamak
condition
sağlık durumu
condition
şart

Bana yardım etmen şartıyla onu yaparım. - I will do it on the condition that you help me.

Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla. - I accept, but only under one condition.

condition
alıştırmak
condition
koşul

Sağlık başarı için önemli bir koşuldur. - Health is an important condition of success.

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir. - That politician is well versed in internal and external conditions.

condition
şartlandırmak
condition
{f} programlamak
condition
in good condition iyi durumda
condition
{i} mevki
condition
bozulmamış on condition that şartıout of conditio
condition
(İnşaat) durum, şart, koşul
condition
{i} medeni durum
condition
(fiil) koşullandırmak, şarta bağlamak, şart koşmak; belirlemek; alıştırmak, eğitmek; forma sokmak, programlamak, denemek; ikmale bırakmak
condition
{f} denemek
condition
(isim) koşul, şart, durum, hal, alem, kondisyon, form, mevki, kayıt, medeni durum, ikmal, bütünleme
condition
durum,v.şart koş: n.koşul
condition
{i} form

Bir atlet formda olmalıdır. - An athlete must keep in good condition.

English - English
{f} condition
train, prepare; accustom, adapt; stipulate, make conditional
Favorites