Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
- I forwarded the schedule you sent me to Tom.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
Tom ileriye doğru birkaç adım attı.
- Tom took a few steps forward.
Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
O, öne doğru bir adım attı.
- He took a step forward.
Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
- Please bring the matter forward at the next meeting.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
- This is a big step forward.
The bus driver told everyone standing up to move forward.