topraktan

listen to the pronunciation of topraktan
Turkish - English
terrene
pertaining to the earth; earthly, terrestrial, worldly as opposed to heavenly
{n} the surface of the earth
{a} belonging to or consisting of earth
The earth's surface; the earth
Of or pertaining to the earth; earthy; as, terrene substance
of or relating to or inhabiting the land as opposed to the sea or air
belonging to this earth or world; not ideal or heavenly; "not a fairy palace; yet a mundane wonder of unimagined kind"; "so terrene a being as himself"
A tureen
Earthy; terrestrial
The surface of the ground
toprak
soil

When rain's fallen and the soil is moist, it becomes easier to pull out weeds. - Yağmur yağarsa ve toprak nemli olursa, otları çekmek daha kolay olur.

The soil here is fertile. - Buradaki toprak verimlidir.

toprak
land

This house and this land are mine. - Bu ev ve bu topraklar benim!

About one third of the earth's surface is land. - Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

toprak
ground

Is the electrical equipment grounded? - Elektrik ekipmanları topraklı mı?

We're losing too much ground. - Çok fazla toprak kaybediyoruz.

toprak
earth

About one third of the earth's surface is land. - Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

The earth became red with blood. - Toprak kandan dolayı kırmızıya döndü.

topraktan çıkarmak
unearth
topraktan fışkırmak
pullulate
topraktan meydana gelen
terrigenous
topraktan yapılmış
fictile
topraktan çıkarma
disinterment
topraktan çıkarmak
lift
topraktan çıkarmak
disinter
topraktan çıkarmak
disentomb
toprak
earthen
toprak
territory

What would North America be like today if Russia had preserved their territory in Alaska? - Rusya, Alaska'daki topraklarını korumuş olsaydı Kuzey Amerika bugün neye benzerdi?

The commanding officer led his army into enemy territory. - Birlik komutanı ordusunu düşman topraklarına götürdü.

toprak
{i} country

The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao. - Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.

toprak
{i} clay
toprak
(Ticaret) permanent asset
toprak
ceramic
toprak
(Bilgisayar) alpine
toprak
encroached
toprak
encroacher
toprak
terra
toprak
conservation
toprak
dust
toprak
clod
toprak
figuline
toprak
element

Aristotle believed that everything on Earth was made from four elements: earth, air, fire and water. - Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.

According to the Chinese, the five elements are metal, earth, fire, water and wood. - Çinlilere göre beş element, metal, toprak, ateş, su ve odundur.

toprak
terrafirma
toprak
landslide
toprak
encroach
toprak
encroaching
toprak
dirt

Park Street used to be a dirt road. - Park caddesi toprak bir yoldu.

toprak
tract
toprak
roll
toprak
lump
toprak
earthenware
toprak
slang heroin, skag
toprak
solder
toprak
earthen, earthenware, made of clay
toprak
earth, soil; dirt
toprak
(Hukuk) (uluslar arası hukuk) territory
toprak
unpaved, dirt (road)
toprak
(Hukuk) soil, territory
toprak
earth; ground; soil; land; clod; country; domain; earthen, earthenware
toprak
(Elektrik) ground, Brit. earth
toprak
terra firma
toprak
fictile
toprak
terraneous
toprak
glebe
toprak
demesne
toprak
copyhold
Turkish - Turkish

Definition of topraktan in Turkish Turkish dictionary

Toprak
hak
Toprak
abacırık
Toprak
(Osmanlı Dönemi) DAK'A
Toprak
(Osmanlı Dönemi) SİF'
Toprak
(Osmanlı Dönemi) TERBAB
Toprak
turab
toprak
Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü
toprak
Arazi, tarla
toprak
Kara. Ülke: "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok."- R. E. Ünaydın
toprak
Topraktan yapılmış: "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor."- M. Ş. Esendal
toprak
Kara
toprak
Ülke
toprak
Topraktan yapılmış
toprak
(Osmanlı Dönemi) türâb
topraktan
Favorites