Plants don't grow in this soil.
- Bitkiler bu toprakta büyümez.
The air is soft, the soil moist.
- Hava yumuşak ve toprak nemli.
Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
- Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.
They debated land reform but never carried it out.
- Toprak reformunu tartıştılar ama asla uygulayamadılar.
The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
- Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
We're losing too much ground.
- Çok fazla toprak kaybediyoruz.
The scent of earth after rain is called petrichor.
- Yağmur sonrası topraktan gelen hoş kokuya petrikor denir.
About one third of the earth's surface is land.
- Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.
Armies invaded and conquered the enemy territory.
- Ordular düşman topraklarını istila ve fethettiler.
What would North America be like today if Russia had preserved their territory in Alaska?
- Rusya, Alaska'daki topraklarını korumuş olsaydı Kuzey Amerika bugün neye benzerdi?
The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao.
- Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.
The four basic elements are Earth, Air, Fire and Water.
- Dört temel öge toprak, hava ateş ve sudur.
Aristotle believed that everything on Earth was made from four elements: earth, air, fire and water.
- Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.
Park Street used to be a dirt road.
- Park caddesi toprak bir yoldu.