toprağa

listen to the pronunciation of toprağa
Turkish - English
laid to
toprak
soil

The soil here is fertile. - Buradaki toprak verimlidir.

Nothing seems to grow in this soil. - Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.

toprak
land

Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water. - Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.

They debated land reform but never carried it out. - Toprak reformunu tartıştılar ama asla uygulayamadılar.

toprak
ground

Is the electrical equipment grounded? - Elektrik ekipmanları topraklı mı?

My computer is connected to a properly grounded outlet. - Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı.

toprak
earth

The scent of earth after rain is called petrichor. - Yağmur sonrası topraktan gelen hoş kokuya petrikor denir.

About one third of the earth's surface is land. - Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

toprağa vermek
bury
toprağa gömmek
to landfill
toprağa bakmak
to be on the brink of death
toprağa bağlı
earthbound
toprağa dikmek
prick out
toprağa dikmek
prick in
toprağa dökülen şarap
libation
toprağa gömülü kablo
buried cable
toprağa verilmek
sink into the grave
toprağa verme
burial
toprağa verme
interment
toprağa vermek
commit to the ground
toprağa vermek
to bury
toprağa vermek
inter
toprağa vermek
lay to rest
toprağa yeşillik katmak
plow back
toprağa yeşillik katmak
(gübre) plough back
tozu dumana/toprağa katmak/karıştırmak
1. to run, raising a cloud of dust. 2. to kick up a dust, cause a commotion, make an uproar, raise a ruckus
toprak
earthen
toprak
territory

He wanted even more territory. - Hatta o daha çok toprak istedi.

They increased the territory of the empire. - Onlar imparatorluğun topraklarını genişletti.

toprak
{i} country

The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao. - Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.

toprak
{i} clay
toprak
(Ticaret) permanent asset
toprak
ceramic
toprak
(Bilgisayar) alpine
toprak
encroached
toprak
encroacher
toprak
terra
toprak
conservation
toprak
dust
toprak
clod
toprak
figuline
toprak
element

Our body was formed out of four elements: earth, fire, water, and air. - Bizim bedenimiz dört elementten oluşur: toprak, ateş, su ve hava.

Aristotle believed that everything on Earth was made from four elements: earth, air, fire and water. - Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.

toprak
terrafirma
toprak
landslide
toprak
encroach
toprak
encroaching
toprak
dirt

Park Street used to be a dirt road. - Park caddesi toprak bir yoldu.

toprak
tract
toprak
roll
toprak
lump
toprak
earthenware
ölüyü toprağa gömme
burying the dead in the ground
tanrıların şerefine şarabın toprağa dökülmesi
libation
toprak
slang heroin, skag
toprak
solder
toprak
earthen, earthenware, made of clay
toprak
earth, soil; dirt
toprak
(Hukuk) (uluslar arası hukuk) territory
toprak
unpaved, dirt (road)
toprak
(Hukuk) soil, territory
toprak
earth; ground; soil; land; clod; country; domain; earthen, earthenware
toprak
(Elektrik) ground, Brit. earth
toprak
terra firma
toprak
fictile
toprak
terraneous
toprak
glebe
toprak
demesne
toprak
copyhold
Turkish - Turkish

Definition of toprağa in Turkish Turkish dictionary

Toprak
hak
Toprak
abacırık
Toprak
(Osmanlı Dönemi) DAK'A
Toprak
(Osmanlı Dönemi) SİF'
Toprak
(Osmanlı Dönemi) TERBAB
Toprak
turab
toprak
Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü
toprak
Arazi, tarla
toprak
Kara. Ülke: "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok."- R. E. Ünaydın
toprak
Topraktan yapılmış: "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor."- M. Ş. Esendal
toprak
Kara
toprak
Ülke
toprak
Topraktan yapılmış
toprak
(Osmanlı Dönemi) türâb
toprağa
Favorites