toplayıcılar

listen to the pronunciation of toplayıcılar
Turkish - English
aggregators
adders
topla
gather

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

toplayıcı
(Jeoloji) collectors

Tom is hiding from the tax collectors. - Tom vergi toplayıcılarından saklanıyor.

We're trying to avoid the bill collectors. - Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

toplayıcı
receiver
toplayıcı
(İnşaat) main sewer
topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

I don't harvest their olives. - Onların zeytinlerini toplamam.

topla
{f} summed
topla
make up

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

topla
pick

I should like to see the trees from which you picked these apples. - Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.

They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting. - Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

topla
assemble

The leaders assembled in Paris for a meeting. - Liderler bir toplantı için Paris'te toplandılar.

The police assembled a lot of evidence against him. - Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

Those numbers don't add up. - Bu rakamlar toplanmaz.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

The squirrel was busy gathering nuts. - Sincap fındık toplamayla meşguldü.

Tom doesn't enjoy family gatherings very much. - Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

Tom finally mustered up the courage to ask Mary out. - Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

He collected a lot of stamps. - O, çok sayıda pul topladı.

Tom collected coffee cups. - Tom kahve fincanlarını topladı.

toplayıcı
accumulative
toplayıcı
collecting
toplayıcı
integrator
toplayıcı
concentrator
topla
bunched
toplayıcı
assembler
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

He has an interest in collecting insects. - O böcekleri toplamakla ilgileniyor.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
toplayıcı
totalizer
toplayıcı
picker
toplayıcı
condenser
toplayıcı
tote
toplayıcı
collector

We're trying to avoid the bill collectors. - Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

Tom is a garbage collector. - Tom bir çöp toplayıcısı.

toplayıcı
collector (of a dynamo)
toplayıcı
collecting, accumulative; adder, collector
toplayıcı
taker
toplayıcı
totalizator
toplayıcı
gleaner
Turkish - Turkish

Definition of toplayıcılar in Turkish Turkish dictionary

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
toplayıcılar
Favorites