The data to be discussed below was collected in the following way.
- Aşağıda açıklanacak veri şu şekilde toplanmıştır.
The samples were collected from two hundred medical institutions all over the world.
- Numuneler tüm dünyadaki iki yüz sağlık kurumundan toplanmıştır.
A large crowd had gathered on the street.
- Büyük bir kalabalık caddede toplanmıştı.
Tom was talking to a group of men gathered around the conference table.
- Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.
Maruyama Park is a place where a lot of people gather.
- Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.
I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
Sami can make up his own bed.
- Sami kendi yatağını toplayabilir.
After I pick some blueberries, I make a tart.
- Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
A magnet can pick up and hold many nails at a time.
- Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
The teacher assembled the students in the hall.
- Öğretmen salonda öğrencileri topladı.
The police assembled a lot of evidence against him.
- Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
These figures don't add up.
- Bu şekiller toplanmaz.
Those numbers don't add up.
- Bu rakamlar toplanmaz.
The squirrel was busy gathering nuts.
- Sincap fındık toplamayla meşguldü.
We had to postpone the gathering because of rain.
- Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
He mustered up his courage to talk to a foreigner.
- O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him.
- Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.
Tom collected coffee cups.
- Tom kahve fincanlarını topladı.
Tom has collected a great many butterflies.
- Tom pek çok kelebek topladı.
My hobby is collecting insects.
- Benim hobim böcek toplamaktır.
He has an interest in collecting insects.
- O böcekleri toplamakla ilgileniyor.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
The whole world is watching the summit conference.
- Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.