toparlamak

Turkish - English

Definition of toparlamak in Turkish English dictionary: pick up; sum up; titivate; clear up; collect together; summarize; tidy; re-collect; gadre; unclutter; clear away; to summarize, put (what one has to say) in a nutshell; collect; to collect (one's thoughts, oneself); to pull (oneself) together; to get (oneself) together; tidy out; to straighten up, tidy, pick up; compose; do out; piece together; rally; clean up
Tom has to clean up this mess. - Tom bu dağınıklığı toparlamak zorunda.; rake together; to collect together; to tidy (up), to clear (sth) up; to summarize; (konuşma) round off; tidy up; to gather together, collect; re collect; to smarten (oneself) up, tidy (oneself) up; put together; make up; find one's legs
toparla: clear away
toparlama: housekeeping
toparla: roundup
toparlama: rally
derleyip toparlamak: (Hukuk) tidy up
kafasını toparlamak: collect one's thoughts
kendini toparlamak: take on a new lease of life
odayı toparlamak: do a room
toparla: clearaway
toparlama: roundup

Turkish - Turkish

Definition of toparlamak in Turkish Turkish dictionary: Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak: "Düşünüyorum efendim, dedim; Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak: "Sonra müsveddeleri toparlayıp yatmaya gitti."- H. Taner; Bir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak; Neler üzerinde durulacağını hatırlayıp bir araya getirmeye çalışmak; Yazacaklarımı toparlıyorum."- H. Taner. Şaşkın durumdan kurtulup kendine gelmek. Çekidüzen vermek; Çeki düzen vermek; Şaşkın durumdan kurtulup kendine gelmek
toparlama: Toparlamak işi

toparlamak

Hyphenation

to·par·la·mak

History

Favorites