Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.
Tom göründüğü kadar dayanıklı değil.
- Tom isn't as tough as he looks.
Tom göründüğü kadar dayanıklı değil.
- Tom isn't as tough as he seems.
Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar.
- Athletes must be tough not only physically, but also mentally.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
Bu biftek çok serttir.
- This steak is too tough.
Sert oynamanın bir faydası yok.
- It's no use playing tough.
Devir kötü. Güçlü olmaya çalış!
- Times are tough. Try to be strong!
Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar.
- Athletes must be tough not only physically, but also mentally.
Nasılsın? Çok kötü değil.
- How's it going? Not too bad.
O çok kötü, lütfen kendine dikkat et.
- That's too bad. Please take care of yourself.
Ne yazık ki Tom ne yapacağını bize göstermek için burada değil.
- Too bad Tom isn't here to show us what to do.
Ne yazık, zayıflamaya ihtiyacım yok.
- It's too bad that I don't need to lose weight.
You can't come to the party? Too bad.
Too bad you can't come to the party.