Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Sen daha önce bana bu hikayeyi defalarca anlattın.
- You've told me this story before tons of times.
Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.
- Tom didn't enjoy the concert very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have a ton of things to do.
Tom bir sürü sorun içinde.
- Tom is in a ton of trouble.
I have tons of pens, but none of them work.
I’ve got a ton of work to do.
His tone was very annoyed.
- Onun tonu çok kızgındı.
I knew from his tone how much he hated me.
- Ses tonundan, benden ne kadar nefret ettiğini hissettim.
About ten million tons of coal are mined every day in China.
- Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
Every second, the Sun converts 4 million tons of its material into heat and light through the process of nuclear fusion.
- Her saniye, Güneş malzemesinin 4 milyon tonunu nükleer füzyon sürecinde ısıya ve ışığa dönüştürür.
Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.
That's a really weird shade of red for a car.
- Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
There are many shades of gray.
- Grinin birçok tonları var.
... And there's tons more optimization to come. ...
... think by the applause, people already know Arduino is an open platform with tons of third-party ...