tombullaşmak

listen to the pronunciation of tombullaşmak
Turkish - English
fatten
plump
to get plump
wax fat
plump out
grow plump
tombul
fat

A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes. - Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.

She's not fat – she's just a little plump. - O şişman değil - sadece biraz tombul.

tombul
plump

Tom is plump, isn't he? - Tom tombul, değil mi?

She's not fat – she's just a little plump. - O şişman değil - sadece biraz tombul.

tombul
{s} chubby

I think Tom is chubby. - Tom'un tombul olduğunu düşünüyorum.

I have chubby fingers, so I can't use a small keyboard. - Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.

tombul
round
tombul
buxom
tombul
wellrounded
tombul
stout
tombul
matronly
tombul
blowzy
tombul
roly poly
tombul
fatty
tombul
sonsy
tombul
rotund
tombul
fleshy
tombul
pudgy

I wonder if Tom is still pudgy. - Tom'un hâlâ Tombul olup olmadığını merak ediyorum.

tombul
plump, buxom, chubby, rotund
tombul
well-rounded
tombul
roundabout
tombul
elephantine
tombul
plump (person)
tombul
porky
tombul
well rounded
Turkish - Turkish
Tombul duruma gelmek, şişmanlamak
Tombul
yumuk
tombul
Şişman, şişkin, dolgun: "Altı tombul, boynu ince boş likör şişesi, koltuğun dibinde duruyordu."- Ç. Altan
tombul
Şişman, şişkin, dolgun
tombul
Dolgun, etli: "İçerde tombul yanakları kızarmış, ter içinde tıknaz bir kadın kıvranıyordu."- S. F. Abasıyanık
tombul
Dolgun, etli
tombullaşma
Tombullaşmak işi
tombullaşmak
Favorites