I have to shake hands with the President.
- Devlet başkanıyla tokalaşmak zorundayım.
I hear the Freemasons have a secret handshake.
- Ben masonların gizli bir tokalaşması olduğunu duydum.
Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli bir tokalaşması var.
Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli bir tokalaşması var.
They parted with a firm handshake.
- Sıkı bir tokalaşmayla ayrıldılar.