tokalaşmak

listen to the pronunciation of tokalaşmak
Turkish - English
shake hands

I have to shake hands with the President. - Devlet başkanıyla tokalaşmak zorundayım.

press flesh
to clink glasses (while toasting)
tokalaş
{f} handshaking
tokalaşma
handshaking
tokalaşma
handshake

I hear the Freemasons have a secret handshake. - Ben masonların gizli bir tokalaşması olduğunu duydum.

Our club has a secret handshake. - Kulübümüzün gizli bir tokalaşması var.

tokalaş
{f} handshake

Our club has a secret handshake. - Kulübümüzün gizli bir tokalaşması var.

They parted with a firm handshake. - Sıkı bir tokalaşmayla ayrıldılar.

tokalaşma
clasp
Turkish - Turkish
Birbirinin elini sıkmak, el sıkışmak
Birbirinin elini sıkmak, el sıkışmak: "Yalnız rüyalarında birbirlerinden bir lahza ayrılıp tokalaşıyorlardı."- S. F. Abasıyanık
Tokalaşma
müsâfaha
tokalaşma
Tokalaşmak işi
tokalaşmak
Favorites