tohumlu

listen to the pronunciation of tohumlu
Turkish - English
{s} seedy
seedy, having seeds
(Botanik) spermatophytic, spermaphytic; phanerogamic, phanerogamous (plant)
(plant) which has seed pods on it
having seeds
seminiferous
tohum
seed

The new laws sowed the seeds of revolution. - Yeni yasalar devrimin tohumlarını ekti.

Tom planted some flower seeds in his garden. - Tom bahçesinde bazı çiçek tohumları ekti.

tohum
semen
tohum
lineage
tohum
(Gıda) pit
tohum
(Gıda) feed

Feed chickens with seeds. - Tavukları tohumla besle.

tohum
(Tıp) semens
tohum
bean
tohum
germinal
tohum
ova
tohum
grain

Farmers sow grain seeds in spring. - Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.

açık tohumlu
gymnosperm
tohum
(a) seed
tohum
seed; lineage, family; semen, sperm
tohum
(baklagiller) legume
tohum
ovum
tohum
germ

Charlemagne is said to have sown the seeds of both Germany and France. - Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.

tohum
spermo
tohum
seminal
tohum
biol. fertilized egg
tohum
stock, family
tohum
sporo
tohum
spermato
Turkish - Turkish
Tohumu olan
Tohumla üreyen
tohumlu bitkiler
Bitkiler dünyasının büyük bir şubesi, çiçekli bitkiler
Tohum
ekecek
Tohum
bider
tohum
Soy sop, döl, nesil, sülale
tohum
Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey: "Ruhuna ve hafızasına serpilen bu tohumlar onda zamanla çiçeklerini açar ve meyvelerini verir."- A. Ş. Hisar
tohum
Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane
tohum
Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey
tohum
Spermatozoit
tohumlu
Favorites